Adını sıklıkla duyduğumuz yeşil enerji, ciddi yatırımlar yapılan bir alan konumunda. Küresel boyutta her yıl giderek artan enerji ihtiyacını karşılayabilmek için hemen hemen tüm ülkeler,bu sorunu çözmek adına adeta kafa patlatıyor.
Peki yeşil enerji nedir?
Yenilenebilir enerji olarak da bilinen yeşil enerji, doğal yollarla üretilen ve üretim aşamasında bir hammaddeye ihtiyaç duymayan, karbon salınımı ve sera gazı üretmeyen enerji türüdür. Diğer yenilenemeyen enerji kaynaklarına nazaran çevre dostu olduğu için bu ismi almıştır. Zira yenilenemeyen enerji kaynaklarına erişirken bir hammaddeye ihtiyaç duyulmaktadır. Doğalgaz, kömür, nükleer ve petrol vb. kullanılarak elektrik üretimi sağlanır.
Bir asırdan fazladır kullanılan bu yöntemler her ne kadar bugüne kadar ciddi anlamda enerji ihtiyacını karşılasada karbon ayak izi ni ciddi anlamda artırmaktadır. Elbette insanoğlu var oldukça enerjiye olan ihtiyaç bitmeyecek. Çünkü bugüne kadar yapmış olduğu bilgi birikim sayesinde ulaşmış olduğu bu konfordan vazgeçmek namümkün.
Ancak gözardı edilemeyecek kadar büyük birşey de var. Yaşamamız için olmazsa olmazımız dünyamız. İhtiyaçlarımızı karşılarken bu gerçeği de fark eden insan oğlu bundan sonraki her hamlesinde çevre odaklı hareket etmiştir. Zira bu işin ne denli önemli olduğunu anlamış bulunmaktadır. İşte tam bu yüzden karbon ayak izini azalmak adına yeşil enerji yaklaşık 20_25 yıldır ağırlık verilen bir alan oldu.
Bir diğer bilinmesi gereken ve son derece önemli bir konu var. Karbon ayak izi hakkında yazmış olduğum makaleyi okumak için buraya tıklayın.
Yenilenebilir Enerji Kaynakları (Yeşil Enerji) nelerdir?
Yeşil enerji kaynakları;
- Güneş Enerjisi
- Rüzgar Enerjisi
- Hidroelektrik
- Jeotermal Enerji
- Biokütle
- Bioyakıtlar
Güneş Enerjisi
En bilinen ve en yaygın yeşil enerji kaynaklarındandır. Güneş enerjisi, güneş panelleri içerisinde bulunan fotovoltaik hücreler sayesinde güneş ışığından elektrik elde eder. Günümüzde gitgide önem kazanan güneş enerjisi, yenilenebilir enerji kaynakları arasında en çok yatırım yapılan alandır.
Bireysel olarak ev ve iş yeri çatılarına da monte edilerek elektrik ve su ısıtma amacı ile de kullanıldığı için ulaşılması en kolay kaynak diyebiliriz. Son yıllarda özellikle hücre üretimi için yapılan yatırımlar göze çarpmaktadır. Ülkemiz dışında dünya üzerinde bu alana yapılan yatırımlar oldukça fazladır. Bu doğrultuda ileride daha ucuz maliyetlerle Güneş Enerjisi Santralleri (GES) kurulacağı öngörülmektedir.
Rüzgar Enerjisi – Yeşil Enerji
Özellikle yüksek ve daimi rüzgar akımı olduğu bölgelerde rüzgar tribünü (rüzgar gülü olarak da bilinir) kurulumu yapılarak enerji üretilmektedir. Bilinen en eski yeşil enerji kaynağı diyebiliriz. 1887 yılında İskoç bilim adamı James Blyth,bir yel değirmeni icat ederek mekanik enerjiyi daha etkin kullanmanın yolunu açtı. Ancak bugünki modern rüzgar tribünlerin gelişimi özellikle 1970’li yıllara dayanır. O yıllarda alternatif enerji kaynaklarına yönelen Danimarka tarafından geliştirilmiştir.
Hidroelektrik
Belkide hemen hemen herkesin bildiği bir yöntemdir. Bu metoda göre mevcut bir su gücü yada bir akarsu,nehir vs. önüne set veya baraj inşa ederek elektrik üretiliyor. Yüksek debide ve belirli bir hızda elektrik üretimi tribünlerine yöneltilen suyun tribünleri hareket ettirmesi sonucu enerji üretimi sağlanır. Dünyada ve ülkemizde oldukça yaygın kullanılan bir yeşil enerji kaynağıdır.
Jeotermal
Dünya’nın yapısı gereği yer kabuğu altında var olan sıcak lavların varlığıni hepimiz biliyoruz. Lavlar bulduğu çatlaklar aracılığıyla yeryüzüne çıkar. Su çıkarken yer kabuğu altında farklı derinliklerde bulunan suyu ısıtır hatta kaynatır. Sonuç olarak yeryüzüne gayzer denilen sıcak suyun çıkması ile de kesintisiz bir enerji açığa çıkar. Bu sıcak suyun veya buharın, gazın elektrik enerjisine dönüştürülerek kullanımı sağlanır. Sadece elektrik üretimi için değil konut yada işyeri ısıtmada kullanılmaktadır. Haricen çeşitli mineral üretimi ve termal turizm alanlarında kullanılmaktadır. Kesintisiz, sürekli, tamamen doğa dostu bir enerji kaynağıdır.
Biyokütle – Biyoyakıtlar- Yeşil Enerji
Biyokütle son yıllarda revaçta olan bir enerji üretim yöntemi olmaya başladı. Mevcut yaşayan yada öncesinde yaşamış bitkilerin fosillerinin işlenmesi ile enerji elde edilmektedir. Biyokütle elde etmek üzere, şeker kamışı, şeker pancarı, mısır, dallı darı, papatya, keten tohumu, ayçiçeği, kolza, soya fasulyesi gibi pek çok değişik bitki üretimi yapılmaktadır. Son derece kullanışlı ve çevreye faydalı bir yöntemdir.
Biyoyakıtların içerisindeki karbon, bitkilerin havadaki karbondioksiti parçalaması sonucu elde edildiği için, biyoyakıtların kullanılması, dünya atmosferinde net karbondioksit artışına neden olmaz. Bu nedenle, bu alanda uzmanlar, küresel ısınmaya engel olabilmek istiyor. Bunun için fosil yakıtlar yerine biyoyakıtların kullanılması gerektiğini savunmaktadırlar.
Ülkemizde de son yıllarda ciddi ağırlık kazann yenilenebilir enerji kaynakları, yatırımlardan payını ciddi anlamda almaya devam etmektedir. Türkiye’nin enerji de büyük oranda dışa bağımlı olduğu gerçeği gözönündeyken, enerjiye özelikle de yeşil enerjiye önem vermek son derece önemli. Enerji ihtiyacımızı karşılarken aynı zamanda Dünya’nın geleceğinide düşünmemiz gerekliliğinin sonucu yeşil enerji kavramı ortaya çıkmıştır.
Makaleyi okuduğunuz için teşekkür ederim. Diğer yazılarıma bakmak için sizi site içi gezintiye davet ediyorum.. Konu hakkında sizlerin de yorumunu bekliyorum:)
Kaynak:Burada ki kaynaklardan faydalandim.