Kanije Müdafaası : Dillere Destan Tiryaki Hasan Paşa

Kanije müdafaası , savaşların mühimmat ve asker sayısının fazla olması ile değil.. Akıl,zeka ve strateji ile de kolaylıkla kazanılabileceğinin en büyük örneğidir belki de.

Kanije müdafaası aynı zamanda bize Tiryaki Hasan Paşa‘nın ne kadar akıllı,kurnaz ve savaş dehası bir stratejist olduğunu öğretiyor. Şanlı tarihimize altın harflerle yazılan onlarca zaferden biri olan Kanije müdaafasını birlikte öğrenelim.

Tiryaki Hasan paşa
Tiryaki Hasan paşa

Kanije ve Tiryaki Hasan Paşa

Öncelikle yazımıza başlamadan önce Tiryaki Hasan Paşa hakkında kısa bilgi verelim. Tiryaki Hasan Paşa farklı iki kaynağa göre d miladi 1530 yada 1520 tarihinde doğdu. Doğum yeri ile ilgilide yine iki farklı bölge kayıtlıdır. Kesin olmamakla birlikte Hasan Paşa’nın Arnavutluk topraklarında dünyaya geldiği bilgisi yer almaktadır. Yine bir başka kaynakta ise Ünye’de (Ordu) doğduğu ve mezarının da Ünye’de olduğu yazılmaktadır. Hasan Paşa Enderun da yetişmiş bir Osmanlı neferidir. 1574’te III.Murad Han  tahta çıktığında onun rikâbdarı (hükümdarın atıyla, çizmeleriyle ilgilenen hükümdarın ata binerken üzengisini tutan kişi) oldu.

Hasan Paşa daha sonra bugün Macaristan topraklarında bulunan Zigetvar da önce bey sonra beylerbeyi olarak 20 yıl kadar hizmet etti. Anadolu da ve Balkanlarda ki çeşitli beldelerde Sancakbeyi ve Beylerbeyi olarak görev yapan Hasan Paşa zeki ve cesur oluşuyla oldukça saygı gösterilen bir komutandır. Anlatılır ki Eflak ta Avusturya ile girilen bir muharebe de Osmanlı askerleri geri çekilmek zorunda kaldığında bunu kendine yediremeyen Paşa tek başına düşmana hücum etmiştir. Atının üzengisini tutan kethüdasının “Devletlü, siz tedbirli bir vezirsiniz. Tek başınıza düşmana nasıl karşı çıkarsınız? Sizin vücûdunuz bu millete lâzımdır” diyerek tutması ile durmuştur. Düşmana gözü kapalı tek hücum edecek kadar gözü kara Paşanın hayatını detaylı bir yazımızda anlatabiliriz. Şimdilik hayatından bu kadar bahsetsek yeterli olur sanırım..

Kanije’den de kısaca bahsedelim. Kanije Macaristan’ın batısında Transdanubya bölgesinde tepelik bir alanda bulunmaktadır. Osmanlı imparatorluğunun Balkanlarda ki ilerleyişinin önünde durmak isteyen Avusturya için de önemli bir mekezdir. Kanije Kalesini Osmanlı İmparatorluğu hakimiyetine geçişi biraz sancılı ve zorlu olmuştur.

Kanije’nin fetih süreci

Kanuni Sultan Süleyman’ın üçüncü Macaristan seferi sırasında fethedilen birçok yer gibi Kanije kalesi de fethedilir(1532). Ancak bu fetih kalıcı olamadı ve kale iki taraf arasında adeta el değiştirdi. 1571 yılına kadar Macar komutanların hakimiyetinde kalan Kanije kalesi çeşitli modernizasyonlar geçirdi. Mesela 1568 de kaleye İtalyan Tipi iki adet daha burç eklenerek kaleyi daha da sağlamlaştırdı. 1571 de Osmanlı akıncıları Kale komutanı Thury‘i pusuya düşürüp ve öldürdüler. Kanije kalesini de alabilmek için girişimler oldu ancak kale fethedilemedi. Çıkan yangınlardan ve çarpışmadan nasibini alan Kanije kalesi yeniden inşa edildi.

Kanije kalesi 1600 yılında yine surları önünde Osmanlı askerilerini buldu. Bölgede ki diğer kalelere nazaran odukça büyük olan Kanije kalesi içerisinde yaklaşık 10.000 asker bulunmaktaydı. Kaleyi kuşatan  Sadrazam Damad İbrâhim Paşa kalenin fethini 40 günde nihayete erdirdi. Ekim 1600 de anlaşma ile kale Osmanlı’ya kalmış oldu.

Kanije kalesi fethi temsili
Kanije kalesi fethi temsili

Kaleden anlaşma sağlandığı için sağ çıkan Avusturyalı kumandan Georg Paradeiser ve yanındaki önde gelenlerin bir kısmı kalenin Osmanlılar’a teslimi sebebiyle Avusturyalılar’ca idam edildi.

Kanije kalesinin alınmasından sonra Tiryaki Hasan Paşa’ nın yanında 9000 asker ve bir miktar cephane,erzak kaldı. Ordu’nun büyük çoğunluğu Kanije ‘den ayrılarak payitahta yola çıktı.

Kanije savunması başlıyor..

Kanije kalesini Osmanlıya birkamak istemeyen Avusturya büyük bir ordu toplama kararı aldı. Net sayısı bilinmemekle beraber 35.000 ile 100.000 asker ve 47 büyük top’dan oluşan büyük bir odu ile Arşidük II. Ferdinand yönetimin de Eylül 1601‘de Kanije önlerine geldiler.

Toplanan Haçlı ordusunda Avusturyalıların yanı sıra İtalya, İspanya,Malta ve Papalık askerleri de vardı. Osmanli ordusunda ise 9000 bin asker ve 100 küçük top ile beraber az biraz erzak ile cephane vardı.

Haçlı ordusu kale önüne gelince iki tarafın birbirini taraması adına bir ön saldırı gerçekleştirdi. Bu saldırıda Tiryaki Hasan Paşa askerlerine sadece tüfek atışı yaptırdı. Arşidük II. Ferdinand kaleden herhangi bir top atışı gelmediğini görünce,kalede top olmadığına kanaat getirdi. Bunun üzerine Haçlı ordusu daha büyük bir taarruz yaptı ve bu sefer kaledeki bütün toplar ateşlendi ve Haçlı ordusuna ağır bir zayiat verilmiş oldu.

Geri çekilip güç toplayan Ferdinand tekrar saldırıda bulunsada gözle görülür bir netice alınamadı. Kuşatmada günler hızla geçiyor ancak Haçlı ordusu istediğini alamıyordu. Tiryaki Hasan Paşa ise kalede git gide azalan cephane ve iaşenin ileriki günlerde durumu zora sokacağını bildiği için psikolojik harp ile mücadele etmeye karar verdi…

Kanije müdafaası
Kanije müdafaası

Kanije müdafaası ‘nın tarihe geçmesinin sebebi olan muhteşem stratejiler

Tiryaki Hasan Paşa adının bugünlerde hâlâ unutulmasının birçok nedeni vardır muhakkak. Fakat Kanije müdafaası esnasında sergilemiş olduğu harp hileleri onu unutulmazlar arasına sokmuştur diyebiliriz.

Muharebe sırasında esir alınan Haçlı ordusu askerlerini zindanlarda yer olmadığı gerekçesi ile erzak depolarına hapsettirdi. Erzak odalarına ise içi çoğu kum ve çakıl dolu olan çuvalları koyup,öne erzaklari doldurtdu. Böylece hem esirlere kalede düşündüklerinden çok esir olduğunu ve depoların da kaleyi aylarca idare edecek kadar erzağın olduğu intibasını verecekti.

Daha sonra Osmanlı askerleri içerisinde bulunan Macarlar aracılığı ile esirlere düşmanın psikolojisini bozacak bilgileri verdirdi. Osmanlı ordusunun Belgrad yakınlarında olup desteğe geldiğini savaşı biran önce Haçlıların kazanması gerektiğini telkin eden ancak Haçlı gibi gözüküp Hasan Paşa’ya çalışan Macar askerler,bir yandan da asılsız bilgiler verdiği esirlerin birkaçına yardım ederek firar etmesini sağlıyordu.

Kalede günlerce esir kalıp kendince istihbarat topladığını düşünen Haçlı askerleri kaleden çıkar. Kaçar kaçmaz Ferdinand’ın yanına gidip kaledeki durumu anlattılar. Haçlı ordusu kaleyi beklediklerinden daha dirençli ve hazırlıklı olduğunu iyice benimsemişti. Bu sayede başka bir deyişle düşmanın direnci yerle bir oldu..

Gündüz savaşın hengamesinden sonra özellikle geceleri düşmanın duyacağı şekilde mehter marşları çaldıran ve naralar attıran Hasan Paşa adeta düşmana karşı psikolojik baskı yapıyordu.

Muhteşem stratejiler

Hasan Paşa’nın yaptığı hileler sadece bunlarla bitmemişti tabi. Mesela kalede erzağın ve cephanenin azaldığını gören Hasan Paşa, kaledeki ahvali bildirmek istedi. Bunun için her şeyi olduğu gibi anlatan bir mektup yazdı. Mektubu bir atlı ulak ile destek gönderilmesi için gönderdi. Bunun dışında başka bir mektup daha yazdı. Bu yazdığı mektupta kalede her şeyin yolunda olduğunu bigisini verdi. Mesela daha aylarca hatta yaklaşan kışı geçirecek kadar erzağın ve cephanenin olduğunu yazdı. Hatta daha hiç düşman ile karşılaşmamış, düşmanın bildiğinin haricinde binlerce askerin varlığını bildirdi. Kaleye destek olarak gelen Osmanlı birliğinin gelene kadar kalenin çok kolay müdafaa edileceğini de ekledi mektuba. Bu yazdığı ikinci mektubu ise düşmanın eline geçmesini sağlamak için kaleden çıkarken mektubun düşürülmesini söyledi.

Sahte mektubu bulan düşman askerleri mektubu ödül almak için Ferdinand’a götürüp,kaleden elçi çıkınca öldürüp üzerinden aldık diyerek getirdiler. Mektubu okuyan Haçlı ordusu adeta kendinden geçti. Kalenin bu denli güçlü olduğunu hele de yolda kendilerine yaklaşmakta olan Osmanlı ordusunun olduğunu düşünen Ferdinand ve Haçlı ordusu psikolojik olarak iyice yıprandı.

Yazdığı mektuplara cevap gelmiş ve yakın zamanda yardıma gelinemeyeceği bildiriliyordu. Kaleyi eldeki imkânlar ile savunulmasinin gerekliliği yazıyor du. Ama Hasan Paşa askerlerine bu durumu hiç bildirmedi. Hatta kaledeki askerlerin moralini de yüksek tutmayı ihmal etmedi. Hasan Paşa’nın ona da bir planı vardı. Mesela onları cesaretlendirmek için Osmanlı ordusunun Belgrad yakınlarında olduğunu söyledi. Ayrıca yakında imtadlarına yetiseceğini söyleyip askerlerinin moralini yüksek tuttu.

Kanije müdafaası
Kanije müdafaası

Nihayet’e eren kesin zafer.. Kanije müdafaası

Tiryaki Hasan Paşa kuşatmanın iki ayını geride bıraktığını ve artık imkanların iyice daraldığını biliyordu. Üstelik günlerce uğraştığı psikolojik üstünlük de iyice eline geçmişken bir plan yaptı. Kış gelip çatmadan şartlar daha fazla zora girmeden huruç yapmaya karar verdi. (gece baskını)

Kuşatmanın 73. gecesi 18 Kasım 1601‘de Hasan Paşa ve düşmana nazaran az sayılabilecek birliği ile hücum etdi. Beklenenden de uzun süren kuşatmadan iyice morali bozulan ve her an Osmanlı’nın yardımı gelip kendilerini bozguna uğratacaklarını düşünen Haçlı ordusu bu ani gece baskınında adeta afalladı.

Osmanlı’dan gelen yardım ve kaledeki askerlerin saldırısı arasında kaldığını düşünen Ferdinand geri çekilme emri verdi. Nihayet Hasan Paşa’nın günlerce süren inanılmaz gayreti meyvelerini verdi. Geri çekilen Haçlı ordusu adeta bozguna uğradı. Bazı kaynaklara göre 30 bin ölü ve 6 bin yaralı verdi Haçlı ordusu. Ayrıca geride Hasan Paşa ve beraberinde ki askerlere çok sayıda ganimet de bırakmak zorunda kaldı.

Haçlı ordusundan geriye 47 büyük top, 14.000 tüfek, 60.000 çadır, 15.000 kazma kürek, binlerce erzak kaldı. Ayrıca Ferdinand’ın altın tahtı ile karargah olarak kullandığı çadırı da geride kalanlar arasındaydı. Sonuç olarak bu ganimetler Tiryaki Hasan Paşa’nın kesin zaferinin bir nişanesi oldu.

Kanije destanı yaşanırken 70 yaşını devirip 80 lerine yaklaşmıştı Tiryaki Hasan Paşa. Bizlerle savaşın sadece topla tüfekle ve asker ile kazanılmadığını göstermiştir. Kanije savunması bizlere bir muharebenin akıl oyunları,sağlam bir strateji,yerinde kullanılan muazzam palanlama ve her türlü savaş hilesini bilen kurnaz bir komutanın oluşu ile rahatlıkla kazanılacağını göstermiştir.

Bu müdafaa şanlı tarihimizde sayısız zaferlerden sadece biri. Bize düşen ise aziz şehitlerimiz ve ecdadımızın hatırası olan tarihimizi unutmayıp unutturmamak !

Ruhları Şad Olsun…

Kanije müdafaası gibi az bilinen ve ulu tarihimizin gurur kaynaklarından biri olan Osmanlı’nın ABD’yi vergiye bağladığı olayı okumak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.

Ayrıca Kanije müdafaası’nı daha detaylı öğrenmeyi arzulayanlara bir tavsiyem var. Kitap okumayı sevenler için “Tiryaki Hasan Paşa ve Kanije Müdafaası”adlı eserden okumaya davet ediyorum.

Kanije müdafaası ve Tiryaki Hasan Paşa
Kanije müdafaası ve Tiryaki Hasan Paşa

Kaynakça

Milli Savunma Bakanlığı arşivi için buraya tıklayınız.

Yabancı kaynaklara ulaşmak için buraya tıklayınız.