Şemsiye deyip geçmeyin. Günümüzde asıl amacı dışında kullanılsa da bir devrin en popüler eşyasıydı. Şuan yaşamış olduğumuz çağda kendisini görmemiz için havaların biraz yağışlı olması gerekiyor. Zira biz şemsiyeyi asıl üretim amacı olan ‘güneşten korunma‘ eşyası olarak pek kullanmaktan çıkardık. Şimdi ”ama ben güneşli havalarda da kullanıyorum” diyenler olabilir. Lakin daha çok yağmurdan korunmak için kullanıldığını varsaydığımız için böyle söylüyoruz. Neyse konuyu fazla dağıtmadan yazının amacına odaklanalım. Bu makalede ben sizlere şemsiyenin bizi yağmur ve güneşten korumasının dışında bambaşka anlamlar taşıdığını da anlatmak istiyorum.
Şemsiye sadece şemsiye midir?
Yukarıda da değinmiştik ama bu bilgiyi de vermeden olmazdı. Şemsiye ismi Arapçada Güneş anlamına gelen Şems kelimesinden türemiştir. İlk başlarda dilimize Şems,şemsi ve şemsiye diye geçmiştir. Anlamı güneşten koruyan güneşten korunan , güneşle ilgili vs. Ancak bu farklı dillerde bizde ki gibi güneş ile alakalı bir obje olarak kullanılmamaktadır. Şemsiye farklı dillerde yağmur kalkanı, yağmur çadırı ,sudan koruyan, gölgelik manasına gelen anlamları vardır.
Burada şunu görüyoruz. Bizim dilimize Arapça dan geçen bir kelime olduğu açık ve nettir. Bundan ötürü o coğrafyada asıl kullanım amacı olan güneşten korunma anlamına gelen isimler verilmiştir. Bizde bu şekilde kabul ettiğimiz dilimize böyle geçmiştir.
Ancak Türkçe bu objeye yabancı bir dil değildir. Aslında bizim de kültürümüzde var olan bir eşyaydı şemsiye. Çünkü bizde ki hikayesi şöyledir;
Kaşgarlı Mahmut ‘un Divani Lugatit Türk de bahsettiği üzere Türk toplumunda çuvaç isminde bir otağı kurulurdu. Halkın yağmurdan , kardan ve sıcaktan korunmak için yapmış olduğu bu kubbeli çadır zamanla küçülerek ve kişiselleşerek el çadırı ismini alıyor. Aslında dünyanın neresinde olursanız olun insanın ihtiyaçları hemen hemen aynı olduğu için doğal olarak bir ihtiyaç neticesinde ortaya böyle eşyalar çıkmaktadır. Yağmurlu ve yağışlı bölgelerde yaşayan insanlar şemsiyeyi yağmurdan korunmak için kullandı. Aynı zamanda da aşırı sıcak bölgede yaşam mücadelesi verenler ise sıcaktan ve güneşten sakınmak için kullandı.. Bu gayet doğal bir gerçektir..
Söylediğimiz gibi coğrafya koşullarına göre kullanılan şemsiye bugünkü amacına uygun ilk defa Çin de kullanılmıştır. Dut ağacı kabukları ile üzeri örtülen ve su geçirmez hale getirilen şemsiyeler insanları yağmurdan korumuştur. Ancak hangi medeniyetin icadıdır sorusuna net bir cevap vermek doğru olmaz. Zira tarihi kayıtlara göre bir çok medeniyette var olan bir eşyaydı şemsiye…
Zenginlik ve asillik göstergesi olarak hep baş üstünde idi
Şemsiye deyip geçmeyin diye boşa demedik 🙂 Çünkü kendisi Mısırlılarda soyluluğun simgesiydi. Çünkü Mısır Firavunları ve ailesi Şemsiye kullanmayı önemserlerdi. Zira esmerleşmek istemezlerdi.
Sadece Mısırda değil Asur medeniyetinde ve Çin’de şemsiye kullanımı oldukça popülerdir.. Ancak bu halka mal olmuş bir kullanım biçimi olmayıp asillik ve zenginlik göstergesiydi. Çin de şemsiyenin rengi toplumsal sınıfın göstergesiydi. Kırmızı renkli şemsiye sadece hanedan üyeleri tarafından kullanılırdı. Sıradan halkın ise mavi renkli şemsiyesi olabilirdi.
Hatta Çin’de dokuz katlı şemsiyeler yapılmıştır. Yöneticilerin kullanmış olduğu bu şemsiyeler toplumsal sınıf ayrımının en büyük göstergelerinden biriydi. Her katında ayrı süslemeler , saçaklar ve püsküller bulunurdu.
Sonuç olarak şemsiye aslında bir zamanlar çok popüler ve aranan bir eşyaydı. Günümüzde sıradan bir eşya konumuna gelen ve sadece yağmur yağdığında aradığımız şemsiyenin böyle de bir tarihi var. Evimizin baş köşesini süslemesini beklemiyoruz tabi ki . Ancak hayatımızı kolaylaştıran ve bize kalkan olan şemsiyenin tarihini anlatmak istedim..
Umarım okurken keyif almışsınızdır. Diğer makalelere de göz atmanızı da rica ediyorum. Sağlıklı günler dilerim..
Kaynak olarak : https://www.britannica.com/technology/umbrella https://ehistory.osu.edu/exhibitions/biomimicry-history